Bu yazıda tarihi aslında eski olsa da tam ne olduğu anlaşılamayan , tanımı bilinmeyen bu sebeple de aslında çoğu insan tarafından uzak durulan Performans Sanatından bahsetmek istiyorum. Bu sanatın dünyada en iyi örneklerini veren Marnia Abramovic’ten de mutlaka bahsetmek gerekiyor. Bu sanat ve onun ismi ayrı düşünülemez.
Performans sanatı 1960 lı yıllarda ortaya çıkan izleyicinin önünde canlı olarak icra edilen bir sanat disiplini. Performans Sanatı metinden bağımsızdır, o an olur, tekrarı yoktur. Sahne ve gösteri sanatları ile bir çok ortak noktası da görsel sanatların içinden çıkmış bir akım olarak kabul edilmektedir.
Performans sanatı, günümüz sanat dünyasının en özgün ve ilgi çekici sanat biçimlerinden biridir. Canlı bir seyirci önünde gerçekleştirilen performanslar, sıklıkla beden, müzik, dans, tiyatro ve video gibi farklı sanat dallarını bir araya getirerek, izleyicilere unutulmaz bir deneyim sunarlar.
Genelde tiyatro ile benzetilen , özellikle metinden bağımsız ve o anda olması sebebiyle doğaçlama tiyatro performansları ile karıştırılsa da bambaşka bir disiplin. Tiyatro perfomanslarından bir diğer farkı temelde olayların illüzyonu değil, olduğu şekilde olayın kendisinin sergilenmesidir . Bu noktayı Abramovic şöyle özetliyor. “ Tiyatroda bir rolü prova eder ve oynarsın. Tiyatro da kan ketçaptır ve bıçak gerçek bir bıçak değildir. Performansta her şey gerçektir. Bıçak, gerçek bıçak ve kan kandır.” Bu kadar gerçekliğin , sansürlenmeden , süslenmeden izleyiciyle paylaşılması elbette alışılmadık. Zaman zaman da eserlerin konu edindiği şeyler sebebiyle sert olduğunu da söylemek mümkün. İnsanı bu denli saf bir gerçeklikle karşılaştırıp ondan beslenmesini sağlamak da aslında sanatın ne kadar katmanlı bir alan olabileceğini gösteriyor. Elbette zamanla 70’lerdeki örnekleri kadar kan, şiddet, cinsellik gibi temalar işlenmese de konusu ne olursa olsun onu çok farklı bir dille anlatan eserlere rastlamak mümkün. Perfomans sanatı alanında üretim yapan sanatçıların bir çoğu enstalasyon, video, fotoğraf, dans, bale, akrobasi gibi alanlarda da üretim yapan sanatçılar.
Performans sanatı, sanatçıların bedenlerini kullanarak yarattıkları geçici bir sanat biçimidir. Bu sanat biçimi, genellikle belirli bir konsept veya fikir etrafında geliştirilen bir performansın canlı bir seyirci önünde gerçekleştirilmesiyle ortaya çıkar. Performanslar, zaman zaman izleyicilerin de dahil olduğu bir etkileşim içerebilir.
Performans sanatının temelleri, 20. yüzyılın başlarına kadar dayanır. Bu dönemde, modernizm ve avangard hareketleriyle birlikte, sanatçılar genellikle resim, heykel ve diğer geleneksel sanat formlarını sorgulamaya başladılar. Performans sanatı da bu hareketin bir sonucu olarak ortaya çıktı.
Bugün, performans sanatı birçok farklı şekilde ortaya çıkabilir. Bazı performanslar, bedenin dayanıklılığı ve sınırları hakkında deneyimler sunarken, bazıları toplumsal ve politik konulara odaklanabilir. Bazı performanslar ise, müzik, dans ve diğer sanat formlarını da içeren daha kompleks gösterilerdir.

Performans sanatının en önemli isimlerinden biri, Marina Abramovic. Bu alanda üretilen her türlü araştırma, içerik kendisinden mutlaka bahseder. Ben de kendisine değinmeden geçemeyeceğim. Abramovic, bedenini kullanarak yarattığı performanslarla insan bedeninin sınırlarını test eder ve izleyicilerle yoğun bir etkileşim kurar. Bu etkileşim bazen izleyiciyi de perfomansın bir parçası yapar. Örneğin, “The Artist is Present” adlı performansı, MoMA’da gerçekleştirilen ve Abramovic’in ziyaretçilerle yüz yüze oturarak sessizce birbirlerinin gözlerine bakmasıyla gerçekleşen bir performanstır. O performans eski partneri Ulay ile birlikte gerçekleştirdikleri Nightsea Crossing performansının devamı olarak görülebilir. O perfomansta Ulay’ın geldiği ve Marina’nın ağladığı görüntüler hepimizin önüne çıkmıştır. Bu noktada perfomans sanatının sanatçının hayatıyla doğrudan bağlantılı olduğunu da söylemek mümkün.

Rhythm-0 isimli perfomansında da Marina bir sandalyede sakin sakin oturur. Yanındaki masanın üzerinde ise şarap, parfüm, bıçak, kuş tüyü, jilet, gül, mermi, tabanca, testere, kibrit, kamçı gibi zarar verebilecek malzemeler bulunur. Masada ayrıca izleyenlerin Marina ‘ya bu nesneleri kullanarak istediklerini yapabileceklerini yazan bir not vardır. Bu gösteri bir izleyici kendisine silah doğrultunca sonlanmış. Bunu düşününce yaptığı sanatın sonuçlarının kestirilemez olduğunu görüyoruz. Buna bir örnek de 2018 yılında Marina’nın bir ‘sanatçı’ tarafından uğradığı saldırıyı verebiliriz. Floransa’da kitabının imza gün etkinliğinde başına geleni şöyle anlatıyor Marina Abramović “Kalabalığın arasında bir adam vardı, elinde epeyce deforme edilerek boyanmış bir portre resmimi tutuyordu. Gözlerime baka baka bana doğru yaklaştı, ben de elindeki resmi hediye etmek istediğini sanıp gülümsedim. Sonra bir anda yüzündeki ifadenin değiştiğini gördüm, hiddetle ve hızla bana doğru geliyordu. Tehlike de ölüm gibi hep aniden çıkagelir.”
Abramovic tarihin gördüğü en büyük feminist sanatçılardan biri. Fikrini, direnişini her zaman sanatının en büyük parçası yapan bu kadına hayran olmamak elde değil. Kendisi hakkında daha çok fikir sahibi olmak isterseniz mutlaka Marina Abramovic : Artist is present belgeselini izleyin.
Ülkemizde de aktivist, feminist kadınlar bu alanda üretim yapıyorlar. Size Ekin Bernay’dan bahsetmek istiyorum. Ekin Bernay’ın benim canlı gördüğüm ilk performansı “What You Want” ‘’Ne İstiyorsun?’’ olmuştu. İzleyiciler hazırlanmış üzerinde Ne İstiyorsun? Yazan A4 lere istediklerini yazıp bir kutuya atıyordu. Ekin Bernay da bu kağıtları alıp sesli bir şekilde okuyordu. Bu kısımda izleyicilerden isteyenler bu okumayı dinleyebiliyor. Okuduğu kağıtları Bernay duvarlara asıyordu. Ben izlediğimde isteklerimizin evrenselliğini duyunca çok etkilenmiş ve ağlamıştım. Sonrasında Ekin Bernay hep takip ettiğim bir sanatçı oldu. Kısava Ekin Bernaydan bahsedeyim size. Bernay , genç yaşta dansa olan ilgisini keşfetmiş ve sanat hayatına bu alanda devam etmiş.

Bernay, dans performanslarına sosyal ve politik konuları da dahil eden bir sanatçıdır. Bernay, performans sanatının iyileştirici niteliklerine odaklanırken, pratiğinde izleyiciyi yönlendirmek için metin, ses ve koreografik durumları kullanmaktadır. Son performansları arasında; Heart /Siyah Beyaz Maslak/ 2022 ; Atlas/Victoria and Albert Museum/ 2021 ; Resilient Responses: Repair and Restore / Tate Modern /2021 yer almakta. Eğer bu alanda ülkemizden çıkan bir sanatçıyla tanışmak ve perfomans sanatıyla tanışmak isterseniz mutlaka Ekin Bernay’ı takip edin.
-Damla Aydın
